Ermeniler uzun yıllardır bu coğrafyada Türk halkıyla beraber yaşadılar. Ermeniler, Türkler Anadoluya geldikleri zaman Anadolu'nun değişik yerlerinde dağınık halde yaşıyorlardı. Önemli bir siyasi güç olarak hiç ortaya çıkamadılar. Osmanlı imparatorluğu zamanında Osmanlı toplumu'nun bir parçasını teşkil ettiler. Dillerine ve dinlerine dokunulmadı ve baskı görmediler.Osmanlıdaki diğer unsurlar gibi rahat bir şekilde çalıştılar ve hayatlarını sürdürdüler. Osmanlı toplumu'nun en sadık milleti konumuna yükseldiler ve millet-i sadıka olarak anıldılar. Peki ne oldu da Türklerle Ermeniler birbirlerine bu kadar düşman oldular yada düşman edildiler. Şöyle ifade etmek gerekirse 1789 Fransız ihtilali'nin getirmiş olduğu fikirler bütün milletleri etkilediği gibi Ermenileri de etkiledi ve Ermenilerde teşkilatmanya başladılar. O zamanın yani 18.yy'ın büyük devletlerinin desteğini alarak Osmanlı imparatorluğunda bir takım faaliyetlere giriştiler. Padişaha suikast girişiminde bulundular belirli yerlerde isyanlar çıkardılar. Türk askerlerinin kılığına girerek köy bastılar.

29 Ağustos 1914 tarihinde Ermeni çeteleri tarafından Siverek-Urfa Yüksekyol ve Karacadağ civarında türbe ziyareti sırasında esir edilip canlı hedef yapılarak şehit edilen müslüman Türkler.
Yukarıda gördüğünüz fotoğraki masum insanlar sadece Türbe ziyaretinde bulunuyordu. Ama şu anda Ermeni lobisinin dediği Türkler bize soykırım uyguladı Sözleriyle çelişmiyor mu?
Bu fotoğraf tehcir olmadan önce yapılmış bir katliamın belgesi
HER FIRSATTA SOYKIRIM DÜŞÜNCESİNİ TÜRK MİLLETİNE KABUL ETTİRMEYE ÇALIŞANLAR BU FOTOĞRAFLARI GÖRSÜNLER

Hasankale'de, Ermeniler tarafından şehit edilen kadın ve çocuklar.
Osmanlı imparatorluğu 1. Dünya savaşına girdiği zaman bir çok cephe savaşmaya başlamışdı. Bu sırada Ermeniler de köy basıp savunmasız insanların canına, malına, namusuna saldırıyorlardı. Osmanlı devleti masum halkı korumak ordunun arkasını sağlama almak ve sivil ermenileri savaş bölgesinden uzaklaştırmak için göçe karar vermişti. Tamamıyla masumane ve Ermenilerin güvenlikleri için düşünülmüş bu fikir bazı çevrelerce abartılmış ve soykırım olarak dünya kamuoyuna lanse edilmeye çalışılmıştır. Türkler tarihin hiç bir devrinde soykırımcı olmamıştır. Ermeniler göç ettirilirken bütün Ermeniler göç ettirlmemiş sadece savaş bölgesindeki ermeniler göç ettirilmiş. Doğal olarak o günün şartlarında ölümler olmuştur. Ama savaş bölgesinde kalınsaydı belkide daha fazla can kaybı olabilirdi. Sonrasında Ermeniler yine rahat durmadılar köy basıp insanlarımızı katletmeye devam ettiler. Artık gözleri dönmüş ve insanlıktan çıkmıştılar. Masum yavruları genç anneleri, babaları samanlıklara doldurup yakıyorlardı. Güçleri silahsız insanlara yetiyordu.

25 Nisan 1918'de, Subatan'da Ermeniler tarafından öldürülen Türk çocuklar, kadınlar ve karınları deşilerek bebekleri çıkarılan anneler.
Trabzon'da Ermeniler'den ele geçirilen silahlar.
Ordudan hava değişikliği için terhis edilen ve 23 Temmuz 1915 de Diyarbakır'ın Lice kazasına bağlı Kum ve Çom köyleri civarında elleri ayakları bağlanarak Ermeni komitecileri tarafından şehid edilen askerler.
Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nün yaptığı kazı sonucu çıkarılan Türkler'e ait kalıntılar. ,
Erzincan Odabaşı'da, Ermeniler tarafından katledilen Müştak Efendi'nin ailesi.
ASALA terör örğütü tarafından şehit edilen bürokratlar
Tarih |
Şehir / Görev |
Adı-Soyadı |
27.01.1973 |
Santa Barbara / Başkonsolos |
|
Konsolos |
|
22.10.1975 |
Viyana / Wien / Büyükelçi |
|
24.10.1975 |
Paris / Büyükelçi |
|
Şoför / Driver |
|
16.02.1976 |
Beyrut / Başkatip |
|
09.06.1977 |
Vatican City / Büyükelçi |
|
02.06.1978 |
Madrid / Büyükelçi / Elçi |
|
Em.Büyükelçi / Retired Ambassador |
|
12.10.1979 |
Lahey / Büyükelçi Oğlu / Ambassador's Son |
|
22.12.1979 |
Paris / Turizm Müşaviri / Tourism Counsellor |
|
31.07.1980 |
Atina / Athens İdari Ataşe |
|
Athens / İdari Ataşe Kızı |
|
17.12.1980 |
Sydney / Başkonsolos |
|
Güvenlik Ataşesi |
|
04.03.1981
|
Paris / Çalışma Ataşesi |
|
Din Görevlisi |
|
09.06.1981 |
Cenevre/ Sözleşmeli Sek. |
|
24.09.1981 |
Paris/ Güvenlik Ataşesi |
|
28.01.1982 |
Los Angeles / Başkonsolos |
|
08.04.1982 |
Ottava / Ottawa / Ticaret Müşaviri / Counsellor for Commercial Affairs |
Kani GÜNGÖR |
04.05.1982 |
Boston / Fahri Başkonsolos / Honorary Consul General |
|
07.06.1982 |
Lizbon / Lisbon / İdari Ataşe/ Administrative Officer |
|
27.08.1982 |
Ottawa / Askeri Ataşe Albay / Military Attache Colonel |
|
09.09.1982 |
Burgaz / İdari Ataşe / Administrative Attache |
|
08.01.1983 |
Lisbon / İdari Ataşe Eşi / Nadide AKBAY,Administrative Officer's Wife eşi merhum Erkut AKBAY'ın yaşamını yitirdiği 07.06.1982 tarihli saldırıda yaralanmış ve 08.01.1983 tarihinde yaşamını yitirmiştir. |
|
09.03.1983 |
Belgrad / Büyükelçi / Ambassador |
|
14.07.1983 |
BrükseI / Brussels / İdari Ataşe / Administrative Attache |
|
27.07.1983 |
Lisbon / Müsteşar Elçi / Wife of the Counsellor |
|
28.04.1984 |
Tahran / Sözleş.Sek. Elçi / Wife of Secre. |
|
20.06.1984 |
Viyana / Çalışma Ataşesi |
|
19.11.1984 |
Viyana / Uluslararası Memur |
|
07.10.1991 |
Atina / Basın Ataşesi |
Çetin GÖRGÜ |
11.12.1993 |
Bağdat / İdari Ataşe |
Çağlar YÜCEL |
04.07.1994 |
Atina / Müsteşar |
Haluk SİPAHİOĞLU |
ERMENİLERİN AZERBAYCANDA YAPTIKLARI KATLİAMLAR
Ermeniler artık katliamla anılan bir millet olmuştu. Azerbaycanda bunu gösterdiler. Bu imajın düzeltilmesi gerekirden Azerbaycanda yapılan bir katliamla bunu pekiştirdiler. Her doğan çocuğa Türklerden intikam almak için yeminler ettirdiler. Çocuklarının beyinlerini yıkadılar onları ırkçı yetiştirdiler. Ama bu gerçek dünya düzenini oluşturmuyor. |